Merkezi sinir sistemi, çevreden gelen uyarımları değerlendirme ve bunlara fiziksel yanıt vermenin yanı sıra, tüm sosyal ilişkilerimizin de temel yönlendiricisidir.
Ms için deformeye uğramış bu görev, hem beyin ve omurilik içindeki sinirlerin kendi içindeki bağlantıları hem de beynin ve omuriliğin bedenin diğer kısımları ile bağlantısı sayesinde gerçekleşir. Bu bağlantılar sinir lifleri ile gerçekleşir. Sinir lifleri (Aksonlar), sinir hücrelerinin (Nöron) uzantılarıdır. Temel görevleri hücre gövdesinden gelen mesajı bir elektrik teli gibi diğer sinirlere iletmek ve en sonun mesajın (yani görevin) kaslara ulaşmasını sağlamaktır. Tersine yol da geçerlidir: Çevreden alınan veriler (Ağrı, sıcaklık, titreşim, koku, ses, ışık vb) uygun yanıtları belirlemek için önce omuriliğe, ardından da beynin o konuyla ilgili bölümüne gider.
Myelinin hasar görmesine “Demyelinizasyon” denir. MS’in “Demyelinizan Hastalık” olarak tanımlanması bu nedenledir.
Aksonlar yağlı bir yapı olan myelin kılıfı ile çevrelenmiştir. Bu kılıf aksonu koruyan bir yapı olmanın yanı sıra bilgilerin hızlı iletilmesini de sağlar. Bilgiler, myelin kılıf ne kadar kalın ise o kadar hızlı iletilir. Dolayısıyla; myelin kılıf ince olduğunda ya da herhangi bir nedenle hasar gördüğünde bu iletim yavaşlar ya da kesilir. MS’te en temel hasar işte bu myelin kılıfta ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca, hastalığın başından itibaren akson da hasar görmektedir. Bu tutulum, beyin ve omurilikte yaygın olarak görülür ve “plak”adı verilen görüntülere neden olur ki; lezyonlar incelendiğindebeyaz sert yapılar olarak dikkat çeker. Multipl skleroz adı bu görüntü nedeniyle konulmuştur: “Çoğul/Çoklu” anlamında “multipl” ve “sertlik” anlamında “skleroz”.
MS HASTALIĞINIZ BAŞKASININKİNE BENZEMEZ !
Myelin ve aksonda ortaya çıkan bu bozukluk MS’te ortaya çıkan belirti ve bulguların nedenidir. Bir MS hastasında ortaya çıkan belirti ve bulgular; bu plakların yerine, yaygınlığına ve oluşan hasarın büyüklüğüne (şiddetine) göre değişir. Buradan çıkacak olan doğal sonuç; hiçbir MS hastasının belirti ve bulgularının bir başkasınınkine benzemeyeceğidir. Yani “Hiçbir MS hastası bir başka MS hastasına benzemez”. Bu yaklaşım her zaman akılda tutulmalıdır: Hastalığın benzememesi, tedavinin de alınacak önlemlerin de benzemeyeceği anlamına gelir ki; bunu bilmek hastayı birçok yanlış uygulamadan korur.
MS’in erken dönemlerinde oluşan hasar, merkezi sinir sistemi ve bağışıklık sistemi tarafından sıklıkla ve hızla düzeltilir. Böylece belirti ve bulgular geriler. Bu durum kendiliğinden olabileceği gibi kortizon tedavisiyle de olabilir. Belirti ve bulguların ortaya çıktığı döneme “atak” dönemi denir. Düzelme (Remisyon); günler, haftalar ve seyrek olarak, aylar içinde gerçekleşebilir. Hastalığın erken dönemlerinde bu süre kısa ve düzelme genellikle tam olurken; hastalığın ilerleyen dönemlerinde düzelme süresi uzar ve kısmi olarak gerçekleşir. Ne var ki; ister hastalığın erken dönemlerinde olsun isterse ilerleyen dönemlerinde gerçekleşsin, oluşan hasar şiddetli ve alanı genişse belirti ve bulgular kalıcı olabilir.
HASTALIK BAŞLANGICINDA BELİRTİ VE BULGULAR
- Yorgunluk
- Tek gözde(seyrek olarak her iki gözde) görme kaybı
- Bulanık görme / çift görme
- Bacak /kol güçsüzlüğü
- Dengesizlik
- El beceriksizliği
- Vücudun çeşitli yerlerinde uyuşma/ karıncalanma/ yanma
- İdrar sorunları (kaçırma/ yapamama)
- Cinsel sorunlar
Unutmayın, MS hastalığı parmak izi gibidir. Herkeste farklılık gösterebilir.