Birçok insan dövüş sporlarını sever ve merak eder. Başlar bırakır. Çoğu neden dövüştüğünü bilmez, nereden geldiğini ve bunun nasıl oluştuğunu. Uzak Doğu bu işin piri olmuşken bir sporun doğuşuna konuk olalım. Taekwondo bir hayatta kalma savaşı haline nasıl dönüşüyor ?
Taekwondo; çoğunun ön yargı ile yaklaştığı, yeri geldiğinde küçümsediği hatta bir kısmının anlamsız olarak gördüğü bu spor, Güney Kore halkının meydana getirdiği bir ayaklanmayla başladı. Savaş zamanı bütünlüğün bozulduğu, zorbalıklara ve işkencelere dayanamayan halk örgütlenip kendini savunmaya karar verdi. Fırıncı fırın küreği ile, çiftçi orağı ile kendilerini savunabilecek duruma ve yeteneğe sahip olabilmek için çalışmaya başladılar. Bu iki örnekten devam etmek gerekirse; fırıncı küreğinin kenarlarını daha sivri ve keskin hale getirdi. Çiftçi ise sadece yakınına girdiğinde müdahale etmek istemedi ve orağı bir sopa yardımıyla uzatarak onu daha farklı bir silaha dönüştürdü. Ama düşünceleri sadece bu değildi;
Esas silah kendileriydi.
İnsan fizyolojisini, anatomisini detaylı inceleme yaptıktan ve tanıdıktan sonra daha iyi zarar verebilmek adına dayanıklı bölgeler, dayanıksız bölgeleri ayrıştırdılar. Taekwondo savaş safhasındayken; darbe alırken hangi bölge nasıl korunmalı, daha saldırı yapabilmek için hangi bölgeye nasıl bir kuvvet uygulanmalı detaylı incelemeleri de yapılmalıydı.
Mesela bedenimizin alt kısmı için bir detaylama yaparsak, yakın temasta ayakların en iyi kuvveti iletebilecekleri ve yüksek hasara yol açabilecekleri bölge ayağın alt kısmındaki parmakların altında kalan “apçuk” adı verilen bölgeydi. Dizden kendine doğru kalça kuvveti ile çekilen bacak, ayaklar bir balerin edası ile dümdüz olurken parmaklar da kendine çekilerek zarar görmesi engellenir ve hasarın dozu artar. (Sağ kısımda görsel ile gösterilmiştir.) Bahsi geçen ön ayağın tabanı bireyin kemiklerini kırıp devre dışı kalması için, belli bir mesafeden, kaburga, kaval kemiği gibi kemiklere kuvvetiyle kırıp ya da zedeleyip savaşta saf dışı kalmalarını sağladı.
Sadece saldırı mı taekwondo sporunun sırrıydı ?
Savunma için ise özellikle eller hatta kollar devredeydi. Darbeyi almadan onların gücünü onlara karşı kullanmak her zaman daha kolaydır. Enerji, zaman ve sağlıktan da tasarruf etmeyi sağlar. Şimdi aynı detaylamayı üst bedenimiz için gerçekleştirelim. Dirsek kemiğinin alt kısmında bütün yük birikmişti. Eller, parmaklar tamamen birleşik ve dümdüzken daha sivri ve keskin bir hal alır. Türkçeye çevrildiğinde “bıçak el” olarak bahsi geçen ve hiçbir şekle benzetemediğimiz uzuvlarımız aslında badi parmağımızın yan tarafımızdan dirseğimize kadar tamamen savunma silahına dönüşür. (Sol kısımda örnek ile gösterilmiştir.) Birebir kemikle temas edebilecek darbe, karşı tarafın saldırısında kendi kuvvetleriyle onları savurtturma ya da kırma iç güdüsü ile dirsek kemiğimizle beraber daha iyi hasarlarla sonuç almalarını sağladı.
Bu saldırgan gibi görünebilir, nasıl bir savunma sporu dene de bilir. Ama halk, kendini hayatta tutmak için geliştirdiği bu teknikleri asla karşı taraftan bir saldırı gelmeden kullanmadı. Böylece gerçek bir savunma sporu olduğunu kanıtlar seviyede teknikler geliştirilmeye devam edildi. Hayatta kalma savaşı taekwondo günümüzde olimpik spor haline getirilerek yaşatılmaya devam ediyor.