Geçtiğimiz günlerde Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Voyager görevi ile ilgili yeni bir bilgiyi bizlerle paylaştı.Voyager araçlarının misyonu gezegen dışı güneş rüzgarlarını incelemek ve yıldızlararası keşif yapmaktı. Voyager 2’den 16 gün önce fırlatılan Voyager 1, 25 Ağustos 2012’de Güneş sisteminin etrafındaki heliosfer adı verilen alanı geçmişti.
Iowa Üniversitesi’nden araştırmacılar, Voyager 2 uzay aracının güneşten dışarı doğru akan rüzgarların ürettiği bu heliosfer alanının sınırlarından dışarı çıkıp yıldızlara arası ortama girdiğinin bilgisini paylaştılar. Böylece Voyager 2, Voyager 1’in 2012 yılında ki güneş çıkışını takip ederek güneşin etkisinden kurtulan ikinci insan yapımı nesne haline gelmiş oldu.
Araştırmacıların yaptığı açıklamalara göre Voyager 2′ nin 5 Kasım 2018’de yıldızlararası ortama geçişi, Iowa Üniversitesinin liderliğinde geliştirilen plazma dalgası aracı tarafından tespit edilen plazma yoğunluğundaki ani ve keskin sıçrama sayesinde tespit edildi.
Nature Astronomy dergisinde konu ile ilgili yayınlanan yazı da , çalışmanın yazarı Don Gurnett, “Tarihsel anlamda güneş rüzgarlarının sadece yıldızlararası uzaya girildikçe yavaş yavaş kesileceği fikri eskiden doğru kabul edilmiyordu, ancak Voyager misyonu ile orada belirgin bir sınırın olduğunu ve bu sınırdan sonra bu güneş rüzgarlarının kesildiği bilgisine erişebiliyoruz”. Plazmalar da dahil olmak üzere sıvıların bu sınırları nasıl oluşturduğu herkesi hayrete düşürüyor.
Farklı sürelerde farklı yörüngeler de başlatılan Voyager 1 ve Voyager 2 görevleri sonucu her iki uzay aracıda güneşten 11 milyar milden fazla bir sürede yıldızlararası ortama geçişini gerçekleştirdi. Her ne kadar farklı misyon, hedef ve yörüngeleri olsa da temelde her iki uza aracı da güneşten aynı mesafe uzaklıkta yızdızlarası ortama geçmeyi başardı.
Bu, bizlere heliosferin yapısı hakkında gerçekten önemli ipuçları veriyor. Güneş sisteminin sınırlarına ulaşırken, güneş rüzgarlarının oluşturduğu rüzgar çorabı diye tabir edilen bir kabarcık şeklinde olduğu gözler önüne seriliyor. Ayrıca Voyager 2’deki cihaz ile elde edilen veriler doğrultusunda heliosferin kalınlığı, dış bölgesi ve güneş rüzgarının yıldızlararası uzayda yığıldı nokta gibi bilgilere de ulaşabiliyoruz. Ancak araştırmacılar bu verileri incelemenin zorluğundan bahsederken “Bir file mikroskopla bakmak gibi bir şey. İki kişi mikroskopla filler üzerinde iki farklı ölçüm yapıyorlar. Ne olup bittiği hakkında hiçbir fikriniz yok. ” sözleriyle işin ciddiyetine parmak basıyorlar.
Voyager 1 aracından elde edilen son ölçüm, uzay aracının güneşten 13.5 milyar milden fazla uzakta olduğunu gösteriyor. Plazma dalgası aleti ile elde ettiği verileri uzay aracından dünyaya gönderirken 19 saatten fazla zaman aldığı verilen bilgiler arasında.